Herkese merhaba bugün sizlere arkadaşımın dergiden okuyup bana anlattığı bir oyunun ders niteliğinde hikayesinden bahsetmek istedim yıllardır elektrik gerektirmeden oynanan bir oyun olan satrançın hikayesi.😀
Satrancı bulan brahman rahibi şah'a bir ders vermek istemiş.
''Sen ne kadar önemli bir insan olursan ol, adamların, vezirlerin, askerlerin
olmadan hiçbir işe yaramazsın'' demek istemiş.
Şah bu durumdan memnun görünmüş, ''Peki, oyunu ve dersini beğendim.Dile benden ne dilersen'' demiş.
Rahip bu olay üzerine şah'ın alması gereken dersi hala almadığını düşünerek ''Bir miktar buğday istiyorum'' demiş.
Şah bu durumdan memnun görünmüş, ''Peki, oyunu ve dersini beğendim.Dile benden ne dilersen'' demiş.
Rahip bu olay üzerine şah'ın alması gereken dersi hala almadığını düşünerek ''Bir miktar buğday istiyorum'' demiş.
''Sana bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday
istiyorum. ikinci karesi için iki buğday istiyorum. üçüncü karesi için dört
buğday istiyorum. böylece her karede, bir önceki karede aldığımın iki misli buğday
istiyorum.Sadece bu kadarcık buğday istiyorum'' demiş.
şah, kendisi gibi yüce ve kudretli bir şahtan isteye isteye
üç beş tane buğday isteyen bu rahibin, küstahlığa varan alçak gönüllülüğüne
sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş.
''hesaplayın. hak ettiğinden bir tane fazla buğday vermeyin'' demiş.
''hesaplayın. hak ettiğinden bir tane fazla buğday vermeyin'' demiş.
ince hesap;
hesaplamaya ilk kareler kolay gitmiş.
1. kareye bir buğday,
2. kareye iki buğday,
3. kareye dört buğday... ancak
10. kareye gelindiğinde 1023 buğday vermeleri gerekiyor. bu yaklaşık bir avuç buğdaya karşılık gelir; hesabın hep böyle gideceğini, hep rahibe böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlardı.
zaten 15. kare yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklerdi.
25. kareye gelince 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. oysa;
31. kareye gelince, bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar. çünkü vermeleri gereken buğday
31. karede 92 tonmuş.
hesaplamaya ilk kareler kolay gitmiş.
1. kareye bir buğday,
2. kareye iki buğday,
3. kareye dört buğday... ancak
10. kareye gelindiğinde 1023 buğday vermeleri gerekiyor. bu yaklaşık bir avuç buğdaya karşılık gelir; hesabın hep böyle gideceğini, hep rahibe böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlardı.
zaten 15. kare yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklerdi.
25. kareye gelince 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. oysa;
31. kareye gelince, bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar. çünkü vermeleri gereken buğday
31. karede 92 tonmuş.
49. kareye geldikleri zaman 24 milyon ton buğday vermeleri
gerekiyor. bu ise türkiye'nin bir yıllık buğday üretiminden fazla.
54. kareye geldiklerinde ise 771 milyon ton buğday vermeleri
gerekiyor. bu da dünyamızın bugünkü ölçülere göre bir buçuk yıllık buğday
üretimi.
''madem başladık hesaplara devam edelim'' deyip bitirmişler.
64. kare de tamamlandığında bugünkü ölçülerde dünyanın 1500
yıllık buğday üretimini rahibe vermeleri gerektiği ortaya çıkmış.
bu upuzun ifadelerle anlattığımız sayının matematik
dilindeki ifadesiyle anlatımı şöyledir;
1+2+22+23+24+...+264 = 265 - 1 = 18 446 744 073 709 551
615
Aslında rahip sadece dönemin şahına değil tüm gelecek insanlara ders vermiştir.İnsanların her konu hakkında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmalarının onlara kazanç yerine aslında mutlak bir kayıp getirdiğini insanlara en iyi şekilde göstermiştir.Bu hikayeyi bende size anlatmak istedim sizlerde bu yazıyı ne kadar çok kişiye ulaştırırsanız unutmayın ki o kadar insan da bilgi sahibi olacaktır.Hepinize güzel günler.😁
Mehmet YEŞİLBAĞ
Fatih TERLİK
Fatma RIZVANOĞLU
Mehmet Gökhan ÖZBAŞ
Mehmet YEŞİLBAĞ
Fatih TERLİK
Fatma RIZVANOĞLU
Mehmet Gökhan ÖZBAŞ
Yorumlar
Yorum Gönder